...

Ku-Ba-Ba Blog'taki yazılar ve album tanıtımları Motet & Sudaay tarafından hazırlanmaktadır-Müzik dünyasında belli bir değer yaratmış isimlerin tanıtılması amacıyla hazırlanmış bir blogtur..

8 Şubat 2010 Pazartesi

Odetta - Sings Dylan



1. Baby, I'm in the Mood for You
2. Long Ago, Far Away Listen
3. Don't Think Twice, It's All Right
4. Tomorrow Is a Long Time
5. Masters of War
6. Walkin' Down the Line
7. Times They Are A-Changin'
8. With God on Our Side
9. Long Time Gone
10. Mr. Tambourine Man
11. Blowin' in the Wind
12. Paths of Victory



albüm bilgisi

1930 yılında bir yılbaşı günü dünyaya gelen Odetta sivil haklar hareketinin güçlü seslerinden biridir. Annesi kızkardeşiyle birlikte altı yaşındayken Los Angeles'a taşınmıştı. Henüz on yaşına gelmeden kilisenin ve okul korosunun üyelerindendi.

O yaşlarda sesinin ve müziğe olan yeteneğinin özellikle annesi tarafından desteklenmesi sonucunda aldığı şan eğitimi Odetta'nın var olmasında en büyük etkenlerden biridir.

Çocukluğu ve genç kızlığı müziğin olduğu her yerde bir şeyler öğrenebilme amacıyla geçmiştir. Büyük bir müzik tutkusuna sahip gerçekten blues ve folk müziğin inanılmaz seslerinden biridir.

Sesinde kendine özgü tınıyı yakalayabilmesi zaman alsa da olgunluğa ulaştığında hemen herkes tarafından sevilen ve beğenilen bir müzisyendi.

Müziğinde en verimli yıllar 1960'lı yıllardır. Birbirini takip eden sayısız albüm çıkardığı yıllardır .

2008 yılında kalp yetmezliğinden onu kaybettiğimizde ardında sayısız albüm bırakmıştı. Öldüğü an'a kadar müziğin içinde olan büyük bir sanatçıdır.

Bu albüm ise bir efsane olmuş Bob Dylan parçalarının Odetta tarafından yorumlanmış şeklidir.

Aşağıdaki video'da Odetta'nın ölmeden önceki son canlı performansını izleyeceksiniz. Tüm müzisyenler tarafından neredeyse yorumlanmış olan olağanüstü bir parça;

"House of the Rising Sun"

Bu parçanın ilginç bir öyküsü vardır;

Bob Dylan bir çok anlamda herkes için önemli büyük müzisyenlerden biridir. Her şarkısında farklı şeylerden söz eden ama hemen hemen tüm şarkılarında ötekileştirilenlerden izler bulacağımız 20. yüzyılın en büyük ozanlarındandır.

Onun ilk albümlerinden biri olan
House Of The Rising Sun hem melodik yapılanması hemde sözleriyle öylesine güzeldir ki...

Gerçi bu parça ona ait değildir ve bu parçanın çok ama çok sihirli bir yapısı olmalı ki hemen hemen tüm müzisyenler tarafından seslendirilmiştir.

Çok eskilere gider bu parçanın geçmişi...

1920' li yıllara kadar inebilen eski bir İngiliz baladıdır. Bir madencinin çelimsiz kızı Georgia Turner tarafından ilk sözleri yazılmıştır. 1940’larda efsane Woody Guthrie ile bugünkü bilinen haline getirilip tüm kıtaya yayılmıştır. 60'lı yıllar ise hepimizin bildiği gibi protest müziğin hüküm sürdüğü yıllardı ve o dönemin efsanevi gurubu Animals tarafından Eric Burdon ile öylesine farklı bir şekilde yorumlandı ki, o günden itibaren hiç dillerden düşmeyecek bir şarkı haline geliverdi.

Pekii bu şarkıyı böylesine önemli kılan unsur ne olabilir?

Sanırım içinde gerçeği barındıran ve herkesin bir şekilde ayrımcılığa uğradığı, farklılaştırıldığı ya da ötekileştirildiği bu dünyada kendimizden izler bulmamız olabilir mi acaba?

Bu bir genelev şarkısıdır. Daha doğrusu bir ağıttır.

Blue jean diken terzi bir ananın kızının New Orleans’lı bir kumarbaza aşık olup yoldan çıktıktan sonra, anne sözü dinlemiş olsaydı evinde olabileceği kendisinin de doğan güneşi erkeklerin koynunda değil evinde izleyebileceği, pazarlanan kadınların ağıtıdır.

Ve bir yakarıştır aynı zamanda küçük kardeşine. Tükenmişliğin, satılmışlığın, pazarlanmanın, zincire vurulmanın sancılarıyla küçük kardeşe doğan güneşten uzak durması için yakarışıdır.

Kimler söyledi bu şarkıyı?

Animals, B.B.King, Beatles, Blue Grass, Bob Dylan, Bon Jovi, Buster Poindexter, Charlie Byrd, David Allen Coe, Demis Roussos, Dolly Parton, Donna Fargo, Duran Duran, Elvis Presley, Everly Brothers, Gary Glitter, Grateful Dead,Guster, Hank Williams Jr., Jimi Hendrix, Jimmy Nail, Joan Baez, Kingston Trio, London Symphony Orchestra, Marianne Faithfull, Marie Laforet, Miriam Makeba, Mission Blues Band, Nina Simone, Odetta, Peter-Paul & Mary, Rage Against The Machine, Ramblin' Jack Elliott Santa Esmeralda, Scorpions, Sinead O’Connor, Supremes, Tangerine Dream, Ten Years After, Thin Lizzy, Tim Hardin, Tom Petty, Tracy Chapman, Vicky Leandros...

2 yorum:

serin dedi ki...

Hiç tanımadığım bir kişiydi, çok şey kaçırmışım.Dün gece indirdikten sonra defalarca dinledim, çok teşekkür ediyorum.

Etkili ve açıklayıcı bir yazı yön veriyor insana bu anlamda farkınızı alkışlıyorum

sanem uçar dedi ki...

Odetta gerçekten iyidir.İnsanı kucaklayan bir yapısı vardır ve müziğe tutkun , müziksiz bir yaşam düşünmeyenlerdendir. Bu sebeplede ölene kadar hatta neredeyse son nefesine kadar müziğin içinde oldu. Yürüyemediği zamanlarda tekerlekli sandalyede şarkılarını söyledi.

Ben doğru yaşamın üretilen herşeye yansıdığına inanıyorum.

Meslek hayatımda bir çok müdürle çalıştım. Hepsinden bir şey öğrendim diyebilirim.Bunlardan biri son derece önemli bir cümle kullanmıştı toplantıda.

Dediki;

Çocuklarınıza nasıl öğretmenlik yapılmasını istiyorsanız öyle yapın öğretmenliğinizi:)

İnternet ortamında bir sürü blog var, sadece bir göz atmak yetiyor benim için.

Ve bir bloğu takip edeceksem kendime uyan tarafların çokluğuyla yol buluyorum

Bir yarış havasında değil,kendi yaşamımızda önem taşıyanların aktarımı düşüncesiyle bir hareketi önemsiyoruz. Ama daha da önemlisi bilgi vermek adına da değil, bu önemsediğimiz şeylerin nedenini aktaran bir paylaşım yapmaya çalıştığımız şey.

Sadece bir şey alıp çıktığımız bir alışveriş merkezi gibi değil, oturduğumuz sohbet edebileceğimiz kişilerle bir de kahve molası verdiğimiz bir yerdir hayalimiz.:)

Yorum Gönder

ku ba ba..

Mitolojide, ay Kibele'nin simgesidir, zira o, aynı zamanda, aytanrıçasıdır da... ... Anadolu uygarlıkları içinde en dikkat çekici özelliklere sahip olan Kibele, aynı zamanda "Kubile", " Agdistis" "Artemis" ,"Vuruşemu", "Hepat" ve Frigler'de KUBABA olarak bilinir. ... O dönemde toplumda kadın erkeğe eşdeğer konumdaydı ve " Kybele" ismi de bu inancı simgelemektedir. ... Bu blog ise kadına ve müziğe yani, hayatı besleyen iki kaynağa adanmıştır..