...

Ku-Ba-Ba Blog'taki yazılar ve album tanıtımları Motet & Sudaay tarafından hazırlanmaktadır-Müzik dünyasında belli bir değer yaratmış isimlerin tanıtılması amacıyla hazırlanmış bir blogtur..

28 Şubat 2010 Pazar

Barocco in Jazz



1. Frescobaldi - Se l'aura Spira
2. Calestani - Damigella tutta bella

3. Anonimo - La mantovana

4. Stefani - Amante felice

5. Sanz - Spagnoletta
6. Caccini - Torna deh torna

7. Monteverdi - si dolce e' il tormento

8. Purcell - Music for a while





albüm / sanatçı bilgisi

Bu albüm gerçekten bir çok yönüyle ilginç albümlerden bir tanesidir.

Müzik tarihinde Barok dönem öncesi olarak isimlendirilen bestecilere ait müziklerin özellikleri değiştirilmeden jazz özelliğini de işin içine alarak sanatçılar tarafından yorumlanmış biçimidir.

Benim açımdan Barok dönem ve Barok dönem öncesi kendine özgü yapısıyla tılsımlı bir özellik sergiler. Sanki herşeyin çok daha farklı, duru olduğu dönemler gibi gelir bana.

Jazz müziğinin de kendine özgü o olağanüstü farklılığı bu müzikle birleştiğinde geçmişin ve bugünün son derece hoş bir bileşimini duyuyorsunuz.

Barok bir trio ve jazz üçlüsünden meydana gelmiş 17. yüzyıl müziğine çok ama çok farklı bir bakış içeren albümdür.

sanatçılar

Elena Bertuzzi, soprano
Maurizio Piantelli, theorbo and baroque guitar
Giorgio Merati, flutes
Cinzia Polese, cello
Fabrizio Trullu, piano
Walter Pandini, saxophone
Gianni Satta, trumpet



gurubun web adresi bulunmamaktadır
myspace sayfalarını inceleyebilirsiniz tek tek..

3 yorum:

titus andronicus dedi ki...

Gerçekten bu albüm belki de şu ana kadar ihtiyaç duyduğum herşeye cevap verecek bir albüm oldu.

Söz ettiğiniz gibi barok öncesi dönem farklı bir özellik taşır.Hayatın her anlamda zor olduğunu düşünmüşümdür söz konusu insan olduğu zaman tüm zamanlarda...

Ama bu dönem bir çok yönüyle, insan olabilme özelliklerini daha fazla taşıdığımız zaman dilimi sanki.

Kadın kadın gibi, erkek erkek gibi...yaşamın hiç bir döneminde hak ettiği yerde olmadıysa da kadın, hiç bir şey bu denli dejenere değildi sanki.

Ve albümdeki soprano öylesine güzel tanımlıyor ki kadını ve tüm çalgılar saygıyla sesine eşlik ederken ezgilerdeki sukunet gerçekten büyüleyici.

Video olarak bir parçayı eklemiş olmanız ayrı bir güzellik katmış, çok usta bir şekilde hazırlanan kompozisyon.

Kısacası benim için mükemmel bir sayfa oldu, teşekkür ediyorum.

Murat CANDAN dedi ki...

Yukarıda arkadaş titusun denklemine katıştırmalar yaparak desteklemek isterim.Şu "kadının kadın ,erkeğin erkek gibi" olmasından bahsediyorum.Ko(n)t pantolunun arasına sıkışıp saklanmayan zamanlara gittim,kadınların varlığını hissettim,etekli yıllarını,gözgöze gelmelerimizde ;hiç bir volkanın sönmeyeceğini tadar gibi ispat ederdik birbirimize..saygı hiç konuşulmazdı...zira doğuştan saygılıydık birbirimize...bu albümde bu esintiyi hissettirdiğiniz için çok teşekkür ederim...dilerim hiç bir aşk,tutku yolda kalmaz ;Saygılarımla

pyazar dedi ki...

inanılmaz büyüleyici... ve inanılmaz güzel bir site. sadece müziklere değil yazılarınıza da ayrıca teşekkürler.

Yorum Gönder

ku ba ba..

Mitolojide, ay Kibele'nin simgesidir, zira o, aynı zamanda, aytanrıçasıdır da... ... Anadolu uygarlıkları içinde en dikkat çekici özelliklere sahip olan Kibele, aynı zamanda "Kubile", " Agdistis" "Artemis" ,"Vuruşemu", "Hepat" ve Frigler'de KUBABA olarak bilinir. ... O dönemde toplumda kadın erkeğe eşdeğer konumdaydı ve " Kybele" ismi de bu inancı simgelemektedir. ... Bu blog ise kadına ve müziğe yani, hayatı besleyen iki kaynağa adanmıştır..